I. BAŞVURUNU KONUSU Anayasa Mahkemesi’nin 03.02.2022 Karar tarihli ve 2019/20473 başvuru numaralı kararı; boşanma davası sırasında başvurucunun eşi tarafından, delil olarak başvurucunun kişisel verilerinin hukuka aykırı şekilde elde edilmesine yönelik etkili bir ceza soruşturması yapılamaması sebebiyle başvurucunun kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir. II. BAŞVURU KONUSU OLAYIN ÖZETİ Başvurucu H.Ö. (“Başvurucu”) ve eşi arasındaki boşanma davasında başvurucunun eşi, başvurucuya ait evlilik öncesi döneme ilişkin hastane kayıtlarını, tedavi gördüğü poliklinik numarası ve tedavi tarihi ile ilgili reçeteleri ve tedavi bilgileri mahkemeye delil olarak sunmuştur. Başvurucunun eşi ayrıca mahkemeden 2013-2018 tarihleri arasında düzenlenen tedavi evrakı ve ilaç reçetelerinin temini için hastaneye müzekkere yazılmasını talep etmiştir. Başvurucu ise evlilik öncesi döneme ait hakkındaki hastane kayıtlarının eşinin ele geçirip delil olarak mahkemeye sunması nedeniyle görevi kötüye kullanma, özel hayatın gizliliğinin ihlali, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve verilerin paylaşılması suçlarını işlendiği iddiasıyla şikayetçi olmuştur. Ceza soruşturmasını yürüten Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı (“Başsavcılık”) tarafından müzekkere ile, ilgili hastaneden başvurucunun bilgileri talep edilmiştir. Bu bilgilere sorgulama yaparak ulaşan veya çıktı alan tüm kamu görevlilerinin isimleri, görevleri, sorgulamanın tarih ve zaman aralığı ile sisteme girerken kullanılan cihazların bilgisinin tespit edilerek ayrıntılı bir şekilde raporlandırılması istenmiştir. Başsavcılık tarafından başvurucunun eşinin ifadesi 17/01/2019 tarihinde alınmış olup, başvurucunun eşi ifadesinde; başvurucunun dava süreçlerinde aleyhine beyanlarda bulunduğunu hatta migren şikayetlerinin evlilik hayatında yaşadıklarından dolayı arttığını 2 iddia etmesi üzerine kendisinin de eşinin evlenmeden önceki rahatsızlığı hakkında bilgi sahibi olmak için hastaneye giderek hastane bilgisayarında araştırma yaptığını, araştırma sonucunda bazı rahatsızlıkları olduğunu gördüğünü ancak herhangi bir belge almadığını, kişisel haklarını ihlal etme niyetinin olmadığını beyan etmiştir. Bu süreçte başvurucu vekili ek şikayet dilekçesi ile, başvurucunun eşinin ifadesinde hastaneye giderek hastane bilgisayarından müvekkilinin hastane kayıtlarını araştırdığını beyan ettiğini, bu yolla kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçunu işlediğini açıkça ikrar ettiğini belirtmiş; hastane bilgisayarlarında şifre olmasına rağmen başvurucunun eşinin hastane kayıtlarına hangi bilgisayardan erişim sağlandığı ve bu bilgisayarın kimin kullanımında olduğu hususlarının araştırılarak suçun işlenmesinde yardım ve iştirakte bulunan diğer şüphelilerin tespitini talep etmiştir. Başsavcılık tarafından eşin diğer eş hakkında birinci dereceden yakını olması nedeniyle kişisel ve sağlık bilgilerine ulaşma hakkının bulunduğu vurgulanarak, başvurucunun eşinin eyleminin mahremiyetin ve özel hayatın ihlali olarak değerlendirilemeyeceği, aynı zamanda taraflar arasında devam eden dava kapsamında iddia ve delilleri sunmanın iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Karara karşı yapılan itiraz ise, Afyonkarahisar 1. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı ile reddedilmiştir. III. ANAYASA MAHKEMESİ’NİN DEĞERLENDİRMESİ Başvuru konusu olayda başvurucunun evlilik öncesi görmüş olduğu tedaviler ile sağlık durumuna ve geçirdiği hastalıklara ilişkin bilgilerin başvurucuya ait kişisel veri niteliğinde olduğu, kişisel veri mahiyetindeki bilgilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesinin mevzuatta suç olarak düzenlediği açıktır. KVKK uyarınca, özel nitelikli kişisel veri kapsamında sayılan sağlık bilgilerinin kişinin açık rızasını gerektirdiği, maddede belirtilen istisnalar dışında kişinin açık rızası olmaksızın işlenmesinin yasak olduğunun düzenlendiği, veri sorumlusuna da uhdesinde bulunan kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önleyecek tedbirleri almaya yönelik yükümlülüklerin öngörüldüğü vurgulanmıştır. Yönetmelik uyarınca, kişiye özel hastane kayıtlarının açıklanması ve işlenmesinin sıkı şartlara bağlandığı ve başvurucunun şikayetlerine ilişkin ilgili mevzuat da gözetilerek etkili bir ceza soruşturması yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Yargılama süreci göz önünde bulundurulduğunda yapılacak değerlendirmede, ceza soruşturmasının etkili şekilde yürütülüp yürütülmediği ve söz konusu soruşturma kapsamında ulaşılan sonuçların yukarıda belirtilen temel haklara ilişkin yeterli güvenceyi sağlayıp sağlamadığı üzerinde durulmuştur. Somut olayda Başsavcılık tarafından eşle ilgili kişisel verilere diğer eşin erişme hakkının olduğu kabulüyle hareket edildiği, Başsavcılığın başvurucunun eşinin ne zaman ve nasıl bu bilgilere ulaştığı, hastane kayıtlarına girmek için şifre gerekip gerekmediği yönünde araştırma yapılmadığı görülmüştür. 3 Başsavcılık, Başvurucunun eşi tarafından mahkemeye sunulan bilgilerin kişisel veri niteliğine haiz olduğu açık olmasına rağmen Başsavcılık eşlerin diğer eş hakkında birinci dereceden yakını olması nedeniyle kişisel ve sağlık bilgilerine ulaşma hakkının bulunduğu, bu nedenle şüphelinin eyleminin mahremiyetin ve özel hayatın ihlali olarak değerlendirilemeyeceği şeklinde hukuki dayanaktan yoksun gerekçelere dayalı bir karar vermiştir. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi, anayasal hakların güvence altına alınacak kadar kapsamlı ve etkili soruşturma yapılmadığı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara ve bu karara itiraz sonucunda verilen kararlarda ise yargı mercilerince kişisel verileri koruyacak şekilde kapsamlı gerekçelendirme yapılmadığına kanaat getirilmiştir. IV. BAŞVURU SONUCU Başsavcılık tarafından yürütülen soruşturmanın etkili ve özenli şekilde yürütülmesi konusunda kamusal makamlarca üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüğün gerektirdiği şartların somut olayda yerine getirilmediği değerlendirildiğinden Anayasa’nın 20. Maddesinde düzenlenen özel hayata saygı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
BOZANOĞLU HUKUK BÜROSU
Maslak Mah. A.O.S. 55 Sok. No:2
42 Maslak, Ofis 4, D:35-41
Sarıyer/İSTANBUL
Telefon : + 90 (212) 241 72 52
Fax : + 90 (212) 241 72 49
e-mail : sedat.bozanoglu@bozanoglu.av.tr