Covid-19’un yürürlükteki sporcu sözleşmelerine etkisi

Bilindiği üzere Koronavirüs (Covid-19) Dünya Sağlık Örgütü tarafından Pandemi (Küresel Salgın) ilan edilmiştir.

Ülkemizde de olumsuz etkilerini göstermeye başlayan Koronavirüsün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hem sosyal hayatı, hem de ekonomik hayatı, iş dünyasını ve spor dünyasını durma noktasına getirdiği her türlü izahtan varestedir.

Yaşadığımız bu olağandışı ve öngörülemez salgın hastalığının sosyal ve ekonomik yaşamda olumsuz sonuçlarının olacağı bugünden görülmektedir. Tabii ki, bu salgın hastalığın ticari ve hukuksal sonuçları da olacaktır ve spor da elbette bu alanlardan birisidir.

İçinde bulunduğumuz ve en iyimser tahminle iki ay daha devam edecek olan bu krizi aşmak, hukuki sonuçlarının herkes için en az düzeye indirmek amacıyla tüm paydaşların öncelikle bir genel görüş birliğine varması, hukuki konularda uygulamanın bir istikamet alması, bir yeknesaklık kazanması gerekir. Aksi halde, herkesin kendine has bir uygulaması ortaya çıkar ki bu da toplumda kaotik bir ortam oluşturur. Sonuçta, bu yaşanılanlar bittikten sonra yargı yerlerine içinden çıkılması çok zor binlerce ihtilaf taşınır. Uygulamada yeknesaklığı sağlayacak, görüş birliğine varılma sürecini yönetecek nitelikte bir hukuk bilim kurulunun oluşturulmasının çözüm yolundaki en önemli adım olduğu görüşündeyiz. Nasıl bir tıp bilim kurulu varsa hukuki durumlar için de bir hukuk bilim kuruluna ihtiyaç vardır. Bu kurulun oluşturulması toplumsal hayatta insanlar ve kurumlar arası ilişkilerde barışın temini için elzemdir.

Bilindiği üzere, virüs tehlikesi belirmeye başladığı günden bugüne seyircisiz oynamak ile başlayan tedbir süreci liglerin ertelenmesi noktasına kadar gelmiştir. Oluşan bu durum nedeniyle Kulüpler net bir şekilde değişik gelir kaynaklarından elde ettikleri gelirlerini kaybetmişler, buna mukabil akdi olarak tüm yükümlülüklerini hukuken yerine getirmek durumu ile baş başa kalmışlardır. Yani gelirler ciddi boyutta azalmış hatta yer yer ortadan kalkmış, buna karşı giderler eksilmeden varlığını sürdürmektedir.

Konu ile ilgili olarak örnek uygulama henüz mevcut değildir. Futbolu gerek uluslararası düzeyde, gerekse de ulusal düzeyde yöneten kurumlar henüz herhangi bir düzenleme yapmadıkları gibi, bu konuda herhangi bir yönlendirmede de bulunmamışlardır. Ancak elbette bu sürecin akıbeti ve tüm süjeler bakımından neticeleri bakımından, futbol kulüplerimizin FIFA ve UEFA nezdinde girişimler yapması gerektiği açıkça ortadadır.

Avrupa Liglerinde de şu an için bir örnek uygulama bulunmamakla beraber, sadece İsviçre’nin Sion kulübü, Korona virüsü sebebiyle lige verilen arada maaş kesintisini kabul etmeyen 9 oyuncusunun sözleşmelerini feshetmiştir. Kulüplerin doğrudan sporcularla görüşmeler yaparak ücret indirimine gitmesi ya da kulüplerin sporcu ücretlerinde doğrudan kesinti yapmaları veya ücret indirimi yapmayan sporcuların sözleşmelerinde fesih yoluna gidilmesi gibi alternatifler değerlendirilmektedir.

Bu noktada ertelenmiş olan lig yeniden açılırsa, ligdeki bir oyuncunun, ertelenen süre kadar daha kulüpteki sözleşmesi ile bağlı kalması gerekip gerekmeyeceği, yoksa sözleşmesindeki süre sonunda sözleşmenin sona ermiş sayılmasının mı gerekeceği konusu henüz belirsizdir.

İçinde bulunduğumuz salgın hali kapsamında, sporcuların sözleşmelerindeki paraları alma konusunda ısrarcı olmaları pek akılcı ve olağan gidişe uygun bir tutum değildir. Herkesin bu durumun ciddiyetinin farkında olması gerektiği ve sözleşmelerin tarafların günün koşullarına göre uyarlanması yönünde hareket etmesi gerektiği fikrindeyiz.

Hukuken tüm borçların ve edimlerin ifa edilmesi için taraflarca belirlenmiş bir İFA ZAMANI vardır. Bu ifa zamanı geldiğinde, şu an içinde yaşadığımız durum gibi tarafların kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle, ifada gecikme yaşanabilir.

Hukukta bu hallere örnek olarak olağanüstü doğa olayları, sokağa çıkma yasağı, deprem olması, salgın hastalık olması gibi olaylar örnek verilmektedir.

Normalde iki tarafın kusuru olmadan objektif bir şekilde ifa imkansız hale geldi ise, borç sona erer. Ancak Covid-19 salgınında ifa imkansızlığı kalıcı değil, GEÇİCİDİR. O nedenle borcun külliyen sona erdiğini iddia etmek mümkün olmaz. Buradaki ifa imkansızlığı GEÇİCİ niteliktedir. Burada meydana gelen salgında ve salgın dolayısıyla kamu tarafından alınan tedbirlerde ne kulüplerin, ne sporcuların hiçbir dahli olmadığı için, hiçbir tarafın bu durumdan sorumlu tutulması düşünülemez. O nedenle bu salgın ve tedbirler GEÇİCİ nitelikte bir ifa imkansızlığı doğurmaktadır. Bu nedenle de ifa süresi değişmelidir, geçici olan durum sona erinceye kadar süre uzatılmalıdır.

Salgın ve tedbirler sona erdiğinde, diğer bir deyişle bu salgın hastalık etkisi ve tedbirleri azaldığında, hem kulüplerin, hem sporcuların borçlarını ifa etmesi gerekecektir. Liglerin halihazırdaki ertelenme hali sona erdiğinde, kalan maçların aynen oynanması gerekeceği ve tüm tarafların aynen borçlarını ifa etmeleri gerekeceği fikrindeyiz.

Hukuki kaynaklar da buna imkan tanımaktadır. Her ne kadar kanunda geçici imkansızlık gibi bir tanım olmasa da, günümüzde yaşanan salgın ve askeri operasyonlar vs gibi özel nitelikteki haller nedeniyle hukuk düzeninde geçici imkansızlığa bu şekilde çözüm bulunması ihtiyacı pratikte doğmuştur.

Bu nedenle tedbirlerin uygulandığı ve liglerin ertelendiği bu geçici sürece sporculara ödemelerin yapılmaması, ancak bu süreç sona erdikten sonra kulüplerin ödeme, sporcuların ise futbol oynama yükümlülükleri aynen devam edecektir. Böyle bir durumda, futbol oynamayan ya da oynamak istemeyen futbolcunun, sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini ifada temerrüde düştüğü iddiasıyla, sözleşmesi feshedilebilir.

Şu an itibariyle malum duruma ilişkin olarak Kulüpler Birliği ve FIFA nezdinde çalışmaların neticesinin de beklenmesi gerektiği elbette ortadadır.

Bu konuda bizim getireceğimiz öneriler;

  • Liglerin tatilde olduğu müddetçe tüm edimlerin geçici olarak askıya alınması, geçici dönem sona erdikten ve salgın hastalık sona erdikten sonra tarafların birbirinden edimlerini aynen yerine getirmelerinin talep edilmesi,
  • Kulüplerin bu dönemde yaşadıkları zararların FIFA tarafından belli ölçüde karşılanması,
  • Ülke federasyonlarına zararların belli ölçüde karşılanması amacıyla görev verilmesi,
  • Tüm Sponsorluk gelirlerinin ilgili federasyonlara belli ölçüde aktarılması,
  • Bu tip durumlara karşı bir ortak sigorta çalışmasının geliştirilmesi

olabilir.

Gerek Türkiye’de gerekse uluslararası organizasyonlarda uluslararası konfederasyonlar ve federasyonlar bilim kurulları oluşturmalı, bir uygulama prosedürü belirlemeli, tavsiye kararları belirlenmeli ve bunlar derhal yürürlüğe konmalıdır.

Çalışmanın sizler için faydalı olmasını dileriz. Herhangi bir sorunuz olması halinde bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Paylaş: